17 Nisan 2012 Salı

"Faturanızı sms ya da e-mail olarak gönderelim, doğayı koruyalım.."

..diyerek insanları ikna etmeye çalışıyorlar. Ülkemde her gün belki binlerce ağaç kesilirken ya da budama maskesi altında katliam sonraki seneye devredilirken ben açıkça bu taleplerin dürüstlüğüne inanmıyorum. Kurtarılmak istenen bence doğa değil, cepten çıkan paralar. Vatandaşın kayıtları için basılı bir faturaya ihtiyacı varsa, gelen e-mail'den çıktı alırken yazıcısında kağıt kullanmayacak mıdır? Sanki vatandaşın faturasını basılı olarak almaya hakkı yokmuş gibi, talebe bağlı olmayan dayatma şeklindeki aramalar artık can sıkıcı bir hale geldi.

Bu ya da benzer taleplerle hemen her gün özellikle bilişim ya da iletişim şirketleri tarafından telefon yağmuruna tutulan bir vatandaş olarak açıkça isyan ediyorum. İster sabit olsun, ister cep telefon numaralarımız olsun her gün yeni bir takım kurum ya da firmaların eline geçmekte. Üstelik telefondaki elemanların sorgulama tarzındaki konuşmalarını artık açıkça bir taciz olarak görüyorum. Vatandaş herhangi bir hizmet ya da tarife değişikliği talep ettiği zaman zaten gerekli yerlere başvurabilme yetisine sahiptir diye düşünüyorum.

Devletimizin bu olur olmaz zaman ve saatlerde, inanılmaz bir sıklıkta yapılan aramalara bir sınırlama getireceği ümidimi kaybetmek istemiyorum.