10 Mayıs 2016 Salı

Turkcell ile ilgili bir öneri!

Turkcell bayilerine uğrayıp bir konuyla, özellikle yurtdışı paket ve görüşmeleriyle ilgili bilgi almak istediğinizde, doğru adamı ve cevabı bulma şansınız sadece % 0,1'dir. %99,9 olasılıkla ya yanlış bir cevap alırsınız ya da yanlış yönlendirilirsiniz. Sayısız örneklerini yaşamış bulunmaktayım. Taşrada durum bu. Büyük şehirleri bilemem.

Bence en doğru ve güncel bilgiyi bulmak için, önce Turkcell sayfalarını iyice araştırmak, sonra online işlem merkezine girip hesap detaylarını incelemek ve gerekiyorsa buradan canlı yardıma başvurmak en doğru yol olacaktır. Yoksa hattınız yurtdışında konuşmaya kapalı olduğu halde, aldığınız "Açık görünüyor, efendim!" yanıtıyla yurtdışında ya hiç görüşme yapamaz ya da yüksek bir faturayla karşılaşabilirsiniz.

Neyse ki, artık son Akıllı Dünya Paketi tarifesi -umarım bu kez bilgi doğrudur-, herhangi bir işlem yapmadan ya da SMS atmadan otomatik olarak devreye giriyor görünmektedir. Bazı Turkcell bayi çalışanları bu paketle ilgili bilgileri bile, Turkcell internet sayfalarından okuyup yorumlamaktan maalesef aciz görünmektedirler.


27 Nisan 2016 Çarşamba

Yurdumun girişimci insanları!

- Adam eşiyle yeni açılan bir lahmacuncuya gider. Siparişler verilir. Lahmacunlar gelmeden önce masaya marul-roka yaprakları ve küçük domatesler içeren bir salata tabağı gelir. Hala çatal-bıçak gelmemiştir. Lahmacunlar da masaya teşrif edince, adam garson bayanı çağırır ve çatal getirmesini söyler. Cevap: "Konseptimizde çatal yok efendim!" Adam içinden geçirir: "Hay senin konseptine!". Eşi sinirlenmemesi için kaş göz etmektedir. Oysa adam sakindir. Yemeye başlarlar. Domatesler tabakta kendilerine bakmaktadır. Adam tekrar garson bayanı çağırır ve "Tatlı olarak neyiniz var?" diye sorar. "Kadayıf, sütlaç efendim." "Çatal-kaşık olmayınca bunları nasıl yiyeceğiz peki?" "Çatal-kaşık getiriyoruz efendim!"

Bildiğim kadarıyla Çin lokantalarında bile çubuk kullanamayanlara çatal-kaşık verirler.

- Adam eşiyle birlikte, yaygın olarak birçok şubesi bulunan bir dönerciye gider. Siparişi verdikten sonra garson ne içmek istediklerini sorar. "Su" sipariş edilir. Ancak su "konsept" gereği olsa gerek, bildiğimiz küçük pet şişelerde gelir. Garsona söylenir, istemeye istemeye karton bardaklar getirilir. "İsteyene getiriyoruz efendim!"

İnsanlar lokantada pet şişeden su içmek zorunda mıdır? Bu nasıl bir hizmet anlayışıdır. Not: Su hala bardak verilmeden pet şişede servis ediliyor.

- Adam dost ve akrabalarıyla birlikte, ünlü olduğu söylenen bir pideciye gider. Büyükçe bir masaya oturulur. Pide siparişleri verilir. "İçecek olarak ne alırsınız, efendim?" "Pidelerimiz çıkınca siparişi veririz." der adam. Aradan 10 dakika geçmeden aynı garson tekrar gelir. Pideler henüz çıkmamıştır. "Ne içersiniz efendim?" Fesubhanallah! "Pideler gelince söyleyeceğiz dedim ya!" Bir süre daha geçer. Pideler hala çıkmamıştır. Bu kez bir bayan gelir. "İçmek için ne alırsınız efendim?"

Gerisini yazmayayım. Kaba şeyler olmadı. Ama yazarken bile sinirleniyorum.

Uzunca bir aradan sonra, sırası geldi ve yazdım.